22 Haziran 2011 Çarşamba

TANIDAN TEDAVİYE OROSPROZIST HASTALIĞI

Yeni bir hastalıktır. 
Hastalık 
için kapsamlı bir 
tanı-tedavi bilgisi 
gerekecektir.

HASTALIĞIN TANIMI
Orosprozist, sağlam temeller üzerine inşa edilmemiş ve zincirleme reaksiyon sonucu oluşan çok ciddi bir toplumsal hastalığı ifade eder.

HASTALIĞIN ORTAYA ÇIKTIĞI ALANLAR
Orosprozist hastalığı; ekonomik, sosyal, kültürel, ve politik alanlarda ortaya çıkan bir tür toplumsal hastalıktır.

HASTALIĞIN TESPİT EDİLDİĞİ YER
Orosprozist hastalığına ilk defa Kuzey Kıbrıs'ta rastlanmıştır.

HASTALIĞIN NEDENLERİ
Kıbrıslı Türklerin, toplumsal gücünü zayıflatacak/ortadan kaldıracak birçok politik, ekonomik, sosyal ve kültürel süreçler.
  • Kısa dönemci rant elde etme zihniyeti ortamı yaratmalar,
  • Kolayca kandırılan ve kandırılmaya açık olan politikacıları ve baskı gruplarını satın almalar,
  • Ganimet Politikası ve ganimet zihniyetini , bilerek ve isteyerek, tüm toplum katmanlarına aşılama,
  • Bilerek ve isteyerek; ülkeyi fantazi adasına dönüştürmek, böylelikle toplumsal çöküşü hızlandırma,
  • Toplumsal çıkarları değil; yabancı ülkelerin stratejik amaç ve çıkatlarını doğrultusunda hareket etmeler,toplum çıkarlarını bilerek görmezden gelmeler,
  • Yabancı ülkelerin amaç ve çıkarlarına iştirak etme ve bu doğrultuda kendisine ve yandaşlarına yüksek miktarda rant sağlamalar,
  • Kıbrıslı Türklerin milliyetçi duyguları ile oynayarak onları kandırmalar/aldatmalar,
  • Kıbrıslı Türklerin kendi ayakları üzerinde durmamaları için onlara kara, deniz ve hava operasyonları vasıtası ile para göndermeler-dağıtmalar,
  • Kıbrıslı Türklerin üretim, yaratıcılık ve kendi kendine yetecek bir seviyeye gelmesini engelleyecek politika ve süreçler yaratmalar.
  • Sözde kalkınma politikaları adı altında; bireyleri, işverenleri, hükümetleri kandırmalar,
  • Bayrak-Ulus-Millet gibi kavramlar zincirinin arkasına saklanarak, toplumsal çöküş dinamiklerini görmezden gelmeler.
  • Dünyada eşi ve benzeri görülmemiş toplumsal bir çöküş ortamı yaratmak ve bu çöküşün gerçekleşmesi için tüm önlemleri almalar...

HASTALIĞIN ETKİLERİ
  • Orosprozist hastalığı, bulaşıcı bir hastalıktır, ve yüksek seviyede yayılma-ve-yıkıcı etkilere sahip bir hastalık türüdür.
  • Hastalığın esas etkisi toplumun büyük bir kısmının, bilerek veya bilmeyerek, hastalığa yakalandığı halde "erken-tanı-tedavi" tedbirinden uzaklaşmak istemesidir.
  • Hastalar tarafından kabul görmeyen tedavi yöntemleri toplumun her köşesinde kalıcı (tahripkâr) etki ve sonuçlar doğurur ve hastalığın tedavisi daha da zorlaşır.
HASTALIĞIN ENDİKASYONLARI
  • Toplumu oluşturan bireylerin karakter yapısında ciddi bozulmalar.
  • Bilinç dışı hareket enfeksiyonları.
  • Bilinç dışı arzu, dürtü ve çatışmalar.
  • Bilinç dışı akıl enfeksiyonları.
  • Toplsumsal (bireysel) duyarsızlık, ve buna baglı enfeksiyonlar.
  • Çapraz reaksiyon sonucu ortaya çıkan mega sosyo-kültürel, ekonomik, politik enfeksiyonlar.
HASTALIĞIN TEDAVİSİ
Toplumsal bir hastalık; toplumsal bir mücadele ister. Hastalığın tedavisi için bir değil, birden fazla tedavi yöntemi uygulanması gerekmektedir:
  • Orosprozist hastalığı ölümcüldür ve tedavisi çok zordur.
  • Hastalığın tedavisi uzun ve zahmetli bir süreç almaktadır. Hastaların iyileşme belirtileri tedavinin başladığı tarihden 40-45 yıl sonrası görülmektedir.
  • Erken önlem alınmaz ise ölümcül bir hastalığa dönüşebilir.
  • Bulaşıcı bir hastalık türüdür ve her insan üzerinde çok yüksek yıkıcı etkilere sahip olabilmektedir.
  • Tedavi yöntemi uygularken veya uygulamazdan evvel, hastanın iyileşme isteği önem arz eder. 
  • Hastanın iyileşme isteği, tedavinin sonucunu belirler.
  • Bazı hastalar, hastalığa bulaştığı halde, bulaşmış hastalığıyla ülkeyi terk etme yoluna gidebilir. Bu normaldir. Ancak tedaviye o ülkede devam edilmesi gerekmektedir.
  • Kronikleşen hastalığa ülke dışından müdahele etmek kolay değilse bile çok zordur.
  • Kabul görmüş bazı uluslararası yöntemler hastalığın ilerlemesine ve kronikleşmesine katkıda bulunabilir. Ancak, uluslararası müdahaleler bile bu hastalığı tamamen ortadan kaldıramaz.
  • Hastaların inanç ve samimiyetleri, iyileşme yönünde atılacak en önemli adımlardan birkaçıdır.
  • İnanılmayan ve samimiyetle uygulanmayan tedavi yöntemlerinin başarı şansı yok denecek kadar azdır....!
Orosprozist adlı tezim; hayatın bizatihi içinden geldiği ve sağlam gözlemlere dayandığı için rahatca savunulan bir tezdir. Pençereden dışarı bakıp binlerce örnek vermek mümkündür.


Orosprozist Hakkında (Telif Hakkı):

İsim Telif Hakkı Vikipedia: Orosprozist Hastalığı
http://www.uludagsozluk.com/k/orosprozist/
http://tr.wikipedia.org/wiki/Hastal%C4%B1k_isimleri_listesi
http://wapedia.mobi/tr/Hastal%C4%B1k_isimleri_listesi

Orosprozist kelimesi ve buna bağlı tanım ve kapsamlar dahil; orosprozist sıfatı veya önadı taşıyan herşey telif hakkına sahiptir. 

Tescil ve Telif Hakkı Tarihi: 9 hAZİRAN 2010

15 Haziran 2011 Çarşamba

KURUMSALLAŞMA

Şirketlerin hem içinde hemde dışında davulcu orkestrasının çıkardığı gibi bir ses var- "Kurumsallaşma".

Kurumsal değişim çok sancılı bir süreçtir. Bu süreçte bayılanlar da ayakta kalanlarda çok olur. Bu süreçte en önemli nokta; iyi niyetli bir vizyon yanında kurumsal değişimin yanından yürüyebilecek azimli/samimi insanlardır.

Aksi halde, her kurumsal değişim atışları, başarısızlıkla sonuçlanacaktır.

Kurumsallaşma veya kurumsal değişim nedir sormak yerine ne değildir diye sormak gerekmektedir. Nedir-Ne değildirin arasındaki fark, kurumu normalleşmeye götürecek olan yol haritasıdır. İşte işin püf noktası bu nokta başlamaktadır.

1 Haziran 2011 Çarşamba

BİLEN VE DEVAMLI ÖĞRENEN ORGANİZASYONLAR

Şirketlerde esrarengiz çöküşün ve başarısızlığın esas nedeni yönetim felsefesidir. Şirket’in sistemik yapısının yönetim tarafından sağlam temeller üzerine oturtulmamasıdır.

Her şirketin bir değil birden fazla büyüme ve çöküş nedeni vardır. Örneğin; büyüme ile birlikte şirkete düşük yatırım yapılması üzerine alınan kararlar şirketin bünyesini sınırlandırmaktadır. Düşük yatırım ise, artan müşteri taleplerine karşı yetersiz olmaktadır.

Şirketlerde yaşanan “mali sıkınıtı”, yatırımı zorlaştırmakta veya olanaksız hale getirmektedir. Sistemli düşünmeyen yönetişim felsefesinin sonucu mali sıkıntılara neden olabilmektedir. Diğer bir değişle, bugünün mali sıkıntısı, dünün düşük yatırımından kaynaklanması ve müşteri taleplerine etkin ve verimli bir şekilde cevap verilememesinden kaynaklanmaktadır.

Sektörde; şirket içerisinde yaşanan mali sıkıntılar, kalitesi düşük standartlara ve dolayısıyla şirkete karşı müşteri güvensizliğine yol açmaktadır. Bunun sonucunda sektör içinde rekabetle beraber ilerleyemeyen kapasite arttırımı ve yatırım yapılamaması ortaya çıkmaktadır.

Şirketlerin kapasite ve yatırım arttırımına gidememesi neticesinde:
  • İlave fiziksel kapasite iyileştirmesi veya arttırımına gidilmesi,
  • İş süreçlerinin iyileştirilmesi,
  • Teknolojik altyapının iyileştirilmesi,
  • Örgüt yapısının iyileştirilmesine gidilmesi (girişimcilik ve yenilikçilik) gibi tedbirler almak mümkündür.
Parasının karşılığını alamayan veya hizmetlerden memnun olmayan müşterilerin şirketi terk etmesi (azalan müşteri talebi) görülebilmektedir. Müşterilerin şirketi terk etmesi karşılanmamış müşteri taleplerini, yeni kapasiteye yatırım yapılmamasını ve mali kaynakların azalmasını anlamına gelmektedir.

Şirketteki sistem yapısının çökmesi, şirket amaçlarının ve büyümesindeki azalışın ve buna bağlı olarak pazar payının ve düşük karlılığın oluşmasında önemli bir etkendir.

Çöküş dinamiklerinin devreye girmesi yavaş ve görülmez olur. Çöküş dinemikleri devreye girdiğinde hiçbir tedbir veya önlem işe yaramamaktadır. Örneğin, reklam, indirim, yeniden yapılanma ve lobicilik gibi tedbirler çöküş dinamiklerini durduracak güçte değildirler.

Büyüme ve düşük yatırım sonucu elde edilen olumsuzluklar bir çok şirkete/şirket yetkililerine örnek teşkil etmektedir. Şirketlerin yönetişim felsefesi ile birlikte sistemik düşünce yapısı içerisinde hareket etmesi gerekmektedir. Bu, şirket içinde oluşan karmaşık ve ince yapıları inceleme veya anlama, problemleri veya sorunları önceden teşhis edebilme ile mümkün olabilmektedir.

Sistemik düşünce yapısına sahip şirket yönetimi, çöküş dinamiklerinin önünde büyük bir rol oynamaktadır. Sürekli öğrenen yöneticiler ile sürekli öğrenen örgütler çöküş dinamiklerinin önünde engel teşkil etmektedir. Şirket içerisinde çalışan tüm bireylerin devamlı öğrenmesi ve buna göre öğrenen organizasyonu yaratması şirketlerin davamlılığı açısından kritik bir önem arz eder.

Öğrenen örğütlerde “hem ormanı, hem de ağaçları görüp” önlem almak veya şirketin devamlılığını sağlamak gerekmektedir. Deve dereyi atlamadan planlamak ve buna göre önlem almak sürekli öğrenen yöneticilerin/şirketlerin vizyonu olmalıdır.

Sonuç olarak belirtmek gerekirse; şirketlerin başarı ve devamlılık dinamiklerinin sağlanabilmesi açısından “vizyonun ne olduğu değil, ne yaptığı” çok önemlidir. Yarını düşünmeden; bu gün kâr yaptık yiyelim , yarın ne olursa olacak zihniyeti ile bir adım ileriye gidilememektedir.

Hızla değişen ve gelişen günümüzde yaşanan baskılar karşısında ayakta kalabilmenin, yaşayabilmenin, yükselmenin ve yüksek performans göstermenin sırrı etkin  bir "yönetim felsefesine" dayanmaktadır.

Bir sonraki yazımda şirket yöneticilerinin ve çalışanlarının ağzında adeta sakız gibi yoğrulan "KURUMSALLAŞMA" üzerinde duracağım.....