1 Haziran 2011 Çarşamba

BİLEN VE DEVAMLI ÖĞRENEN ORGANİZASYONLAR

Şirketlerde esrarengiz çöküşün ve başarısızlığın esas nedeni yönetim felsefesidir. Şirket’in sistemik yapısının yönetim tarafından sağlam temeller üzerine oturtulmamasıdır.

Her şirketin bir değil birden fazla büyüme ve çöküş nedeni vardır. Örneğin; büyüme ile birlikte şirkete düşük yatırım yapılması üzerine alınan kararlar şirketin bünyesini sınırlandırmaktadır. Düşük yatırım ise, artan müşteri taleplerine karşı yetersiz olmaktadır.

Şirketlerde yaşanan “mali sıkınıtı”, yatırımı zorlaştırmakta veya olanaksız hale getirmektedir. Sistemli düşünmeyen yönetişim felsefesinin sonucu mali sıkıntılara neden olabilmektedir. Diğer bir değişle, bugünün mali sıkıntısı, dünün düşük yatırımından kaynaklanması ve müşteri taleplerine etkin ve verimli bir şekilde cevap verilememesinden kaynaklanmaktadır.

Sektörde; şirket içerisinde yaşanan mali sıkıntılar, kalitesi düşük standartlara ve dolayısıyla şirkete karşı müşteri güvensizliğine yol açmaktadır. Bunun sonucunda sektör içinde rekabetle beraber ilerleyemeyen kapasite arttırımı ve yatırım yapılamaması ortaya çıkmaktadır.

Şirketlerin kapasite ve yatırım arttırımına gidememesi neticesinde:
  • İlave fiziksel kapasite iyileştirmesi veya arttırımına gidilmesi,
  • İş süreçlerinin iyileştirilmesi,
  • Teknolojik altyapının iyileştirilmesi,
  • Örgüt yapısının iyileştirilmesine gidilmesi (girişimcilik ve yenilikçilik) gibi tedbirler almak mümkündür.
Parasının karşılığını alamayan veya hizmetlerden memnun olmayan müşterilerin şirketi terk etmesi (azalan müşteri talebi) görülebilmektedir. Müşterilerin şirketi terk etmesi karşılanmamış müşteri taleplerini, yeni kapasiteye yatırım yapılmamasını ve mali kaynakların azalmasını anlamına gelmektedir.

Şirketteki sistem yapısının çökmesi, şirket amaçlarının ve büyümesindeki azalışın ve buna bağlı olarak pazar payının ve düşük karlılığın oluşmasında önemli bir etkendir.

Çöküş dinamiklerinin devreye girmesi yavaş ve görülmez olur. Çöküş dinemikleri devreye girdiğinde hiçbir tedbir veya önlem işe yaramamaktadır. Örneğin, reklam, indirim, yeniden yapılanma ve lobicilik gibi tedbirler çöküş dinamiklerini durduracak güçte değildirler.

Büyüme ve düşük yatırım sonucu elde edilen olumsuzluklar bir çok şirkete/şirket yetkililerine örnek teşkil etmektedir. Şirketlerin yönetişim felsefesi ile birlikte sistemik düşünce yapısı içerisinde hareket etmesi gerekmektedir. Bu, şirket içinde oluşan karmaşık ve ince yapıları inceleme veya anlama, problemleri veya sorunları önceden teşhis edebilme ile mümkün olabilmektedir.

Sistemik düşünce yapısına sahip şirket yönetimi, çöküş dinamiklerinin önünde büyük bir rol oynamaktadır. Sürekli öğrenen yöneticiler ile sürekli öğrenen örgütler çöküş dinamiklerinin önünde engel teşkil etmektedir. Şirket içerisinde çalışan tüm bireylerin devamlı öğrenmesi ve buna göre öğrenen organizasyonu yaratması şirketlerin davamlılığı açısından kritik bir önem arz eder.

Öğrenen örğütlerde “hem ormanı, hem de ağaçları görüp” önlem almak veya şirketin devamlılığını sağlamak gerekmektedir. Deve dereyi atlamadan planlamak ve buna göre önlem almak sürekli öğrenen yöneticilerin/şirketlerin vizyonu olmalıdır.

Sonuç olarak belirtmek gerekirse; şirketlerin başarı ve devamlılık dinamiklerinin sağlanabilmesi açısından “vizyonun ne olduğu değil, ne yaptığı” çok önemlidir. Yarını düşünmeden; bu gün kâr yaptık yiyelim , yarın ne olursa olacak zihniyeti ile bir adım ileriye gidilememektedir.

Hızla değişen ve gelişen günümüzde yaşanan baskılar karşısında ayakta kalabilmenin, yaşayabilmenin, yükselmenin ve yüksek performans göstermenin sırrı etkin  bir "yönetim felsefesine" dayanmaktadır.

Bir sonraki yazımda şirket yöneticilerinin ve çalışanlarının ağzında adeta sakız gibi yoğrulan "KURUMSALLAŞMA" üzerinde duracağım.....