22 Haziran 2017 Perşembe

OPERASYONEL RİSK-4

ÖLÇÜM VE YÖNETİM SİSTEMİ

Operasyonel risklerin ölçümü ve yönetimi ihtiyaç duyulan verilerle ilgilidir. Bu veriler,
  1. İçsel kayıp verisi
  2. Dışsal Kayıp verisi
  3. Senaryo analiz verisi
  4. İç kontroller ile ilgili veriler
  5. Risk azaltma araçlarına ait veriler 
  6. Diğer önemli risk göstergelerine ait veriler, şeklinde sıralanıp kodlanabilir. 
Söz konusu riskler nedenlerine göre de sınıflandırılabilir- SÜREÇ, SİSTEMLER, İNSANLAR, DIŞSAL ETKENLER şeklinde.

TEMEL OLAYLAR SINIFLAMA- RİSKLER VE ETKİLER (RİSK GRUBUNA GÖRE)

RİSKLER:
  1. Banka içi hile ve dolandırıcılık olayları,
  2. Banka dışı hile ve dolandırıcılık olayları,
  3. İşe alma (istihdam) uygulamaları ile ilgili kayıplar,
  4. İş yeri güvenliği ile ilgili kayıplar,
  5. Müşteriler, ürünler ve iş uygulamalarına dair kayıp olayları,
  6. Fiziki varlıklara verilen zararlarla ilgili kayıp olayları,
  7. Faaliyetlerin durması ve sistem çökme ve hatalarına ait kayıp olayları,
  8. İşlem, teslimat ve süreç yönetimine dair kayıp olayları,
  9. Kontrol süreci yönetimine ait kayıp olayları, vbg.
ETKİLER:
Bu konu, kayıp olayı nedeniyle ortaya çıkan etkilerdir.
  1. Varlık değerindeki azalmalar,
  2. İade ve kaybı tazminler,
  3. Cayma (sözünden dönülmesinden) kaynaklı kayıplar,
  4. Yasal sorumluluklar,
  5. Denetim otoritesi ve mevzuata uyumsuzluk nedeniyle alınan cezalar,
  6. Aktiflerde veya aktiflere verilen hasarlardan kaynaklanan kayıplar,
  7. K/Z tablosu ve SYR % üzerinde görülen olumsuz etkiler ve gelişimler, vbg.

OPERASYON SÜRECİNE AİT KAYIP OLAYLARI 
Operasyonel kayıp olayıyla ilgili olarak toplanacak veriler asgari olarak aşağıda belirtilen bilgileri içermesi esastır:
  1. Tanımlanan kayıp olayının türü,
  2. Olayın gerçekleşmesine ilişkin kısa açıklama,
  3. Olayın gerçekleştiği tarih, iş kolu, Birim/Şube veya yer,
  4. Olayın gerçekleşmesine neden olan etkenler
  5. Olay nedeniyle ortaya çıkan etkiler,
  6. Kaybın finansal boyutu,
  7. Olayın devam süresi,
  8. Olayın tespit edilme tarihi,
  9. Olayın gerçekleşme ve tespit edilme arasında geçen süre,
  10. Sigorta bildirim tarihi
  11. Takip eden yasal ve/veya idari işlemler
  12. Eğer kayıp azalmış ise kaybın ne kadarının karşılandığı, gibi bilgilere operasyonel risk veri tabanında yer verilmelidir.
Amaç:
  • Meydana gelme sıklığı,
  • Olay sonucu ortaya çıkan kaybın boyutu ve etkileri, gibi konuları ortaya koymaktır.
Sonuç:

Banka içinde güçlü bir kontrol-ve-risk yönetim sisteminin varlığı, elde edilen bulgu ve kanıtların güvenirliğini arttırır. Kayıp olayları ile ilgili gelişmeler iç kontrollerin güvenirlik seviyesi konusunda denetçilere bilgi verir.Kontrol göstergeleri olarak adlandırılan bu durum Banka iç denetim, risk yönetim ve uyum kontrol sistemlerinin;
  • Kalitesine,
  • Etkinlik ve yeterlilik düzeyine,
  • Risk azaltma yeteneğine, ilişkin bilgiler veren kontrol göstergeleridir. 
Kontrol göstergelerini fırsata dönüştürecek politika ve süreçler ,operasyonel risk yönetiminin etkin ve yeterli bir düzeyde  karşılanması için elzemdir.

OPERASYONLARLA İLGİLİ KONTROL SİSTEMİ

Risklere karşı savunma mekanizması (dört aşamalı):

  1. İşi yapanlar,
  2. İşi yönetenler,
  3. İşi kontrol edenler
  4. İş çıktılarını (sonuçlarını) raporlayanlar.





OPERASYONEL RİSK-3

VERİ TABANI TASARIM VE OLUŞTURMA

  1. Planlama ve analiz
  2. Kavramsal tanım ve tasarım
  3. Mantıksal tasarım
  4. Fiziksel tasarım
  5. Uygulama
  6. Geliştirme gibi aşamalardan oluşmaktadır.
VERİ TABANI SİSTEMİ
Yukarıda tanımlanan aşamalar için
  1. Güçlü bir yazılım programı
  2. Kurulum
  3. Kullanım ve ihtiyaç analizi gerekmektedir.
RİSK YÖNETİM SÜRECİ
Operasyonel risk yönetim sürecinde;
  • Risk Tanımlama
  • Risk Sayısallaştırma- Ölçme
  • Risk İzleme,
  • Risk Kontrol ve 
  • Risk Azaltma gibi süreçler bir bütün olarak "risk yönetim" temelini oluşturmaktadır.
OPERASYONEL RİSK SINIFLAMA
Sınıflama nedenlerine göre yapılabilir:
  1. SÜREÇ
  2. SİSTEMSEL
  3. İNSANLAR
  4. DIŞ ETKENLER (Yönetim kontrolünde olmayan verilerdir).
Veriler özelliklerine göre sınıflandırılıp kodlanabilir:
  1. İş koluna göre
  2. Faaliyet alanına göre
  3. İşlem türüne göre
  4. Kullanıcıya göre
  5. Kayıp olay türüne göre
  6. Kayıp miktarına göre
  7. Risk (risklilik) türüne göre
  8. Tarihlenmiş olay türüne göre....
Her ne isterse olsun, banka faaliyetlerindeki veri sınıflama; insan, sistem, süreç ve dış ekenlere göre uygun olmalıdır. Çünkü operasyonel risk yönetimindeki öncelikli ve önemli koşullardan biri verilerin nitelikli ve analize uygun olması ve verilerin sistematik bir şekilde veri tabanında toplanmasıdır. 
Her çalışan veri toplam sürecinde önemli bir yer alır. Bu süreçte, veri tabanının gerçek performansının test edilmesi ve eğer varsa gerekli düzeltmelerin yapılması sağlanır.

Risklerin ölçe ve yönetme sürecinin temel unsurlarından birisi, riskle ilgili verilerdir. Bu verilerin mevcut olması her türlü riskin ölçümü ve yönetimi için ön koşuldur.

OPERASYONEL RİSK- 2


VERİ TABANININ TASARIMI İLE İLGİLİ TEMEL SÜREÇLER

OLUŞTURMA SÜRECİ
Kısaca operasyonel risk veri tabanının oluşturulması süreci;
  1. Planlama, 
  2. Kavramsal tasarım, 
  3. Mantıksal tasarım, 
  4. Fiziksel tasarım ve 
  5. Uygulamadan oluşan beş önemli aşamada ele alınmalıdır.
UYGULAMA SÜRECİ
Uygulama süreci, test ve düzeltmek aşamalarından oluşmaktadır. Bu süreç, veri tabanının gerçek performansının test edilmesine ve varsa gerekli düzeltmelerin yapılmasına imkân sağlar.

Operasyonel riskin mutlaka yönetilmesi gereken önemli bir risk olduğu konusundaki bilinç (farkındalık) henüz daha tam olarak oluşmamıştır.

Not: Eğer Türkiye'de bile operasyonel risk yönetimi tam olarak uygulanmıyorsa, KKTC'e bankacılık sektöründe bu nasıl uygulanabilsin ?

VERİ TABANI TÜRLERİ
1. Operasyonel kayıp veri tabanı
2. Diğer olaylar veri tabanı.

Verilerin uygun ve doğru temel üzerine inşa edilmesi için "planlama ve öz hazırlık" aşamaları çok önemlidir. Riskin ölçümü ve yönetimi sürecinin temel unsurlarından birisi riskle ilgili verilerdir. Bu verilerin her türlü riskin ölçümünde ve yönetiminde öncelikli koşuldur.

VERİLERİN TEMEL ÖZELLİKLERİ
Bu konuda aşağıda temel veri özellikleri ve bunlara bağlı temel ilkeler yer almaktadır.
  1. Doğru olma (Doğruluk)
  2. Tam olma (Tamlık)
  3. Zamanında Erişebilir olma (Erişebilirlik)
  4. Tutarlı olma (Tutarlılık)
  5. Detaylı olma (Detaylılık)
  6. Elverişli olma (Elverişlilik) inceleme ve analize elverişili olmak gibi veri özelliklerine uygun olmalıdır.
VERİ KAYNAKLARI
Uygun ve yeterli özelliğe sahip veriler aşağıda belirlenen kaynaklardan elde edilebilir:
  1. Muhasebe
  2. İç Kontrol
  3. İç Denetim
  4. Risk Yönetimi
  5. Uyum
  6. İK
  7. Operasyonel Hizmetler
  8. Operasyonel Birimler ve Şubeler
  9. Diğer önemli faaliyet alanları.
Operasyonel riskin "etkin ve yeterli" bir düzeyde yönetilebilmesi için verilerin nitelikli, ölçüm ve analizlere uygun olması, verilerin sistematik bir veri tabanında toplanması, gerekmektedir. Tabi ki, bu süreçte:
  1. Riskin Tanımlanması/Belirlenmesi,
  2. Veri tabanı mimarisinin tasarlanması (Veri tabanının kullanıma hazır olması) ve
  3. Riskin ölçülüp analiz edilmesi gerekir. 
Bundan sonraki süreç, riskin izlenmesi, riskin kontrol edilmesi, riskin raporlanması ve risk konusunda önlem alınması ile ilgilidir.


Verilerin gerekli nitelikleri taşımaması, risk ölçümlerinin de sapmalı veya hatalı olmasına neden olabilmektedir. Gerçekleştirilen risk yönetimi faaliyetlerinin, yanlış veya eksik bilgilendirmeye dayanmasına neden olabilecek böyle bir durum operasyonel risk ortaya çıkarabilmektedir.

21 Haziran 2017 Çarşamba

OPERASYONEL RİSK-1


ÖN KOŞULLAR (OPERASYONEL RİSK YÖNETİMİ):

Operasyonel risklerin "etkin ve yeterli" bir düzeyde yönetilebilmesi için
  1. Nitelikli ve analize uygun verilerin mevcut olması,
  2. Verilerin sistematik bir veri tabanında toplanması, gerekmektedir.
Operasyonel risk veri tabanının oluşturulması ise operasyonel risk yönetim sisteminin kurulmasında çok önemli bir aşamadır.
VERİ TABANININ OLUŞTURULMASI SÜRECİ
Veri tabanının oluşturulması sürecindeki en temel bölüm, 
  • Riskin ve veri tabanının tanımlanması ve 
  • Bunlar için  uygun bir tasarım gerçekleştirilmesidir.
  • Risk verilerinin belirlenmesi ise maruz kalınan risklerin dikkatli bir şekilde analiz edilmesini gerektirmektedir.
  • Süreç, risk etkenlerinin ve kaynaklarının kapsamlı taraması ile başlar ve 
  • Yine bu süreçte operasyonel riskin ve operasyonel kayıp olayının ne olduğu açıkça tanımlanır.
  • Risk verilerinin sahip olması gereken temel özelliklerin tanımlanması ile birlikte ölçüm yöntemleri için gerekli risk verilerinin ve bu verilerin elde edileceği kaynakların belirlenmesi sürecine geçilir.
Banka (Yasa) amaçlarına uzun yıllar hizmet edebilmesi için operasyonel risk veri tabanının doğru ve uygun temeller üzerine inşa edilmesi gerekir.

OPERASYONEL RİSK- SONUÇ

THE CASE FOR STATE OF IGNORANCE 

Risk and Olasılık:
"Until we can distinguish between an event that is truly random and an event that is the result of cause and effect, we will never know whether what we see is that we'll get, nor how we got what we got from a decision we have made, though we do not know for certain what the outcome will be". 

Risk Yönetimi:
"The essence of risk management lies in maximizing the areas where we have some control over the outcome while minimizing the areas where we have absolutely no control over the outcome and the linkage between effect and cause is hidden from us”. 

Page 197 – Chapter 12, “The Measure of Our Ignorance” From “AGAINST THE GODS”.

Sonuç: Risk/Risk Yönetim

We have absolutely no control over the outcome and the linkage between effect and cause is hidden from us. Hence, the measure of risk is based on our total ignorance. 

PROOF (STATE OF IGNORANCE)

According to the Laplace and Bayes formulation:....if evet occuring given all those already observed, then pnL()∼1. Hence, the estimate for ... N P always ( )≈( )()=1 1, , and our state of ignorance remains complete.


Tüm araştırma ve deneyimlerimizin iki zıt kutupta oluştuğunu bilmekteyim: planlı determinist ve düzenli sistemler. Bunların ise düzensiz ve tahmin edilemez sistemlerin rastgele (stokastik) dünyası arasında gidip geldiğini çok iyi bilmekteyim.

RISK AND UNCERTAINTY
The level of uncertainty (from deterministic knowledge to total ignorance) is due to the imperfection of our knowledge. In the face of deep uncertainty, the measuring risk is based on our total ignorance. This is all about unknowns and uncertainties that the effect and cause is hidden from us.

OPERASYONEL RİSK-1

OPERASYONEL RİSK-2

OPERASYONEL RİSK-3

OPERASYONEL RİSK-4

The reasons for the banking failure of so many banks will not be discussed in this paper, but the major causes were connected lending, inadequate capital, and in some cases fraud by bank owners and employees. Fraud by bank owners and/or employees means the operational risk. The operational risk involves breakdowns in internal controls and corporate governance. Such breakdowns can lead to financial losses through error, fraud, or failure to perform in a timely manner or cause the interests of the bank to be compromised in some other way, for example, by its dealers, lending officers or other staff exceeding their authority or conducting business in an unethical or risky manner (Şafaklı, 2005; Bektaş, 2002).






13 Haziran 2017 Salı

BORSA PARADOKSU-5

Hisse senedi analistinin, geleceği görmekte neden güçlük çektiğini açıklayan beş faktör vardır: 
  1. Rastgele olayların etkisi, 
  2. Yaratıcı muhasebe yoluyla kuşkulu kazançların bildirilmesi, 
  3. Çoğu analistin özünde yeteneksiz olması, 
  4. En iyi analistin satış masasında veya portföy yönetiminde yitirilmesi, 
  5. büyük yatırım bankacılığı işlemleri yapan firmalardaki analistleri bekleyen çıkar çatışmalarıdır. 

Burada can alıcı (önemli olan !) nokta, dikiz aynasına bakarak yatırım yapmamaktır. Çağdaş ekonomilerde “altın yumurtanın” araştırılması üzerine değişik finans yöntemleri ortaya çıkmıştır. Bu yöntemler sırasıyla “temel ve teknik” analizlerdir. 

Bu analiz yöntemlerini ilke edinmiş profesyoneller (bundan sonra GRAFİKÇİLER olarak adlandırılacaktır) ayni sorunu çözmeye çalışırlar. İkisi de fiyatların gidecekleri muhtemel yönü belirlemeye çalışırlar, fakat soruna değişik yönden yaklaşırlar. 

Temel grafikçi (temelci) piyasa hareketlerinin (fiyatların aşağı ya da yukarı gitmesi ya da ayni kalmasına yol açan ekonomik güçlerin) nedenlerini incelerken, teknik grafikçi (teknikçi) ise piyasa hareketlerinin sonuçlarını inceler ve bu hareketler üzerinde yoğunlaşır. 

Temel grafikçi, bir hisse senedinin gerçek değerini belirleyebilmek için o hisse senedinin etkileyen tüm etkenleri inceler- ekonomik, sektörel ve şirket analizleri gibi üş aşamalı yol izlerler ve eğer bir hisse senedinin gerçek değeri o andaki piyasa fiyatının altında ise o zaman hisse senedi gerçek değerinin üzerine çıkmış demektir ve satış işlemi yaparlar. 

Eğer bir hisse senedinin gerçek değeri o anki piyasa fiyatının üzerinde ise o hisse senedi gerçek değerinin altına inmiş olur ve alım işlemi yaparlar. Al-satçılar (temel ve teknik grafikçiler) işte böyle çalışırlar. Piyasanın derin sularındaki dalgalanmalara değişik yönden yaklaşırlar...! 

Her iki grafikçi de piyasa fiyatlarının gelecekte izleyecekleri yolu ve uygun alım-satım zamanını (stratejisini) tam olarak tahmin etmek için bir serabın peşinden koşmakla uğraşırlar. 

Sonuç: bunlar altın yumurtanın araştırılmasında, çoğunlukla, bilimsellikten hayala kadar uzanan değişik türden “finans-yatırım” bozgununa uğrarlar.

BORSA PARADOKSU-SONUÇ

Ezeber Bozan Sonuçlar


Sonuç: Ben etkin piyasa tezinin savunucusuyum. Benim gibi birçok iktisatçının etkinliğe inanmasının birden fazla nedeni vardır. 
  1. Yatırımın başarısı geleceği önceden öngörme yeteneğine bağlı bir kumardır.
  2. Yatırım oyunu sevişmeye benzer. Vazgeçilmeyecek kadar eğlencelidir. 
  3. Piyasa'nın bizleri haklı çıkardığını görmek müthiş bir duygudur. 
  4. İnsanlar büyük işler yaptıkları zaman böbürlense de, büyük işler çoğunlukla büyük tasarımdan çok ŞANS eseri ortaya çıkar.
  5. Piyasa’dan para kazanmak zor değildir. Kaçınılması zor olan şey, paramızı çabuk zengin olma umuduyla, kısa dönemli spekülatif işlemlere yatırmaktır- Rezil İnsan
Sıfır olasılık hayaldir. Bu durum hayal edildiği kadardır. Sıfır doğru oluşturmak sonsuzluk demektir. Bizler olasılıklar arasında sonsuz yaşama potansiyeliyle dolu varlıklarız.Tüm araştırma ve deneyimlerimizin iki zıt kutupta oluştuğunu bilmekteyim: planlı determinist ve düzenli sistemler. Bunların ise "düzensiz" ve "tahmin edilemez" sistemlerin rastgele dünyası arasında gidip geldiğini çok iyi bilmekteyim. 

  • İlk olarak, piyasaların yeni bilgiyi hızla ve çoğu kez doğru yansıtan olağanüstü başarılı araçlar olduğunu düşünmekteyim. 
  • İkinci olarak, piyasaların hisse senedi fiyatlarını, kazanç ve kâr payı gibi esaslarla açıklanmayacak kadar büyük bir volatilite gösterdiğinde bile etkin olduğunu düşünmekteyim. 
  • Son olarak, finans piyasalarında yatırımcıların ortalamanın üzerinde risk almadan, ortalamanın üzerinde getiriler elde etmelerine izin vermedikleri için etkin olduğuna inanmaktayım.
Yatırımın getirileri, değişen derecede, gelecekteki olaylara bağımlıdır. Yatırımın büyüsü de buradadır. Yatırımcılar tarafından (herkesçe) bilinen bu ders, her zaman gözden kaçabilir...!

BORSA PARADOKSU-4

Borsa üzerinde haberlerin birbirinin ardı sıra gelmesi rastgeledir. Bir haber rastgele değilse, daha önceki bir habere bağlı ise o zaman haber olmaktan çıkar. Hiçbir sektörün durumunu önceden bilmek kolay değildir.
  1. Değersiz hizmetlere olan bağlarınızı kesin; sürekli grafikleri okuyan ve sürekli olarak hisse senedi satmanızı öneren broker'lardan uzak durun.
  2. Finans tahminleri, yıldız falına saygınlık sağlayacak kadar bir bilim dalıdır. Piyasa’da hangi F/K oranının uygun görüleceğini her şeye kadir tanrı bile bilmeyeceği gibi, oranların gelecekte nasıl değişeceği de tahmin edilemez. Değerleme değişmeleri kesinlikle öngörülemez.
  3. Hisse senedi analistinin, geleceği görmekte neden güçlük çektiğini açıklayan beş faktör vardır: rastgele olayların etkisi, yaratıcı muhasebe yoluyla kuşkulu kazançların bildirilmesi, çoğu analistin özünde yeteneksiz olması, en iyi analistin satış masasında veya portföy yönetiminde yitirilmesi, büyük yatırım bankacılığı işlemleri yapan firmalardaki analistleri bekleyen çıkar çatışmalarıdır. Burada can alıcı (önemli olan !) nokta dikiz aynasına bakarak yatırım yapmamaktır.
  4. Borsada kalıcı kalıplar olarak adlandırılan şeyler, şans oyunu oynayan bir kumarbazın şansının yaver gitmesi olasılığından daha sık gerçekleşemez.
  5. Hisse senedi grafiklerindeki döngüler de, sıradan bir kumarbazın şanslı veya şansız olduğu anların sayısına ilişkin döngülerden daha gerçekçi değildir.

Hiçbir şey bedelsiz elde edilemez. Riskin artması daha cömet getiriler için ödenen bedeldir. Dayanma gücünüz yatırım kararında alınabilecek filli riskte önemli bir rol oynar.

BORSA PARADOKSU-3

Grafikçi, uzun vade yatırımcı değil, kısa vadeci trader'dır. Herkesin aynı anda davrandığı bir noktada, hiçbir satın alma veya satış sinyali değer taşımaz.Teknik değerini yitirir.
  1. Tekniz analiz stratejileri eğlendirici ve dinlendirici olabilir, ama gerçek anlamda hiçbir değeri yoktur. 
  2. Teknik analiz son derece değersizdir. Piyasa zamanlaması için teknik analize başvurmak özellikle tehlikelidir.
  3. Borsa analizcileri boğacı kesilmek için her zaman bir neden bulurlar. İstenmeyen satış sözcüğünü çok ender kullanırlar, çünkü mevcut ya da gelecekteki yatırım bankacılığı ilişkilerini tehlikeye sokmayı ya da bilgi almakta güvendikleri kurumsal finans müdürlerini kırmak istemezler.
  4. Yatırımcılar kısa yoldan zengin olma sevdasına düşünce önlerindeki her yemi kapmaya çalışırlar. 
  5. Halk aç gözlü davranmadığı takdirde manipülatörlerin hişbir şansı olmaz. Finans piyasasında ponzi düzeni (sahte reçete !) dolandırıcılık kapsamına girer.
  6. Borsa'nın genelinde Newton Yasası (Yer Çekimi Kanunu) tam tersine işler. 
  7. Borsada, aşağı düşen tekrar yukarı çıkmak zorundadır. Ancak bu tek tek hisse senetleri için her koşulda geçerli olmamakla birlikte, genel olarak (Yer Çekimi Kanunu) borsa için doğrudur.
  8. Finans tarihi, aşırıya kaçan, bolluk içinde yüzen tüm piyasaların sonuçta yer çekimi kanununa boyun eğeceklerini belirtir.
  9. Borsa bir oylama sistemi değil, bir ölçüm sistemidir. Borsada, hisse senetleri gerçeklere göre değil, beklentilere göre satın alınır.
  10. Borsa arz ve talep kanununa göre hareket eder. Medya ise, spekülatif balonların sürekli havada kalmasında önemli bir rol oynar. Para piyasasının bir özelliği de, spekülatif olanakları artıracak bir yöntem gerektiğinde, piyasanın o yöntemi kesinlikle oluşturmasıdır.
  11. Hisse senedi ile ilgili söylentilerin toplumun ilgisini çekecek türden şeyler olduğuna karar vermek için, yanlızca, sezgimizi ve spekülatif duygularımızı kullanabiliriz.
  12. Borsanın hafızası, varsa bile, çok kıttır. Piyasa zaman zaman bir tempo sergilese de, bu güvenilir değildir ve trend izleme stratejileri uygulanırken ortaya çıkan önemli işlem maliyetlerinin üzerine çıkacak kadar uzun sürmez.
  13. Borsada kısa dönemli bir tempo olsa da, işlem maliyetlerini ödeyen bir yatırımcı(lar) bundan yararlanamaz. Grafik üzerindeki bir sonraki hareket, daha önce olanlar temelinde kesinlikle öngörülemez.
Tarih borsada kendini yeniler; ancak bu yenileme geçmişteki fiyat örneklerinden bilgi edinme çabalarını birbirine karıştıran değişik, şaşırtıcı yollardan gerçekleşir. Sonuç: Borsadaki spekülasyon psikolojisi, gerçek dışı bir olayın gerçek tiyatrosudur. 

BORSA PARADOKSU-2

Borsa deneylerinden elde edilen sonuçlara göre:
  1. Teknik analiz yıldız falına benzer, ancak onun kadar bilimseldir.
  2. Teknik analiz programlarının sınavı geçtiği söylenemez . Teknik yöntemler, yararlı yatırım taktikleri/stratejileri oluşturmakla elde edilemez.
  3. Teknik analizciler, müşterilerinin yat edinmelerini değil, broker'lara yat aldıracak alım-satım işlemlerinin üretilmesine yardımcı olur. Halk bu tuzaklara düştüğü sürece, teknik analistler de revaçta olmayı sürdürürler.
  4. Grafik okumak ile finans piyasalarından anormal kâr elde edilemez. Romalı kahinler gibi, graf okumakla piyasaları alt edilemez.
  5. Grafikçilerin aradığı trendler, röntgen filimleri üzerindeki X-ray ışınlarını gözlemleyen cerrahın gözüyle bakmaya benzer.
  6. Grafikçilerin yaratmış oldukları tekniklere/yöntemlere hiçbir entellektüel sempati duyulmaz.
  7. Borsanın temelinde mantık vardır. 
  8. Grafik okumak ve istatistiksel ilişkiler kurarak yatırımcıların başarılı olması beklenmemelidir.
  9. Piyasadan çok ender olarak görülen anormal getirilerin piyasaların etkin olmamasından mı, yoksa risk ölçüm yetersizliğinden mi kaynaklandığını bilmek olanaksızdır.
  10. Borsa'da rastgele yazı-tura ile oluşturulan bir hisse portföyünün getirisi, yatırım profesyonellerin seçtiği bir hisse portföyü kadar iyi sonuç elde eder.
  11. Yatırımın başarısı, geleceği önceden görme yeteneğine bağlı bir kumardır. Borsayı yenme başarısı, kumarhanede blackjack oynayıp krupiyeyi yenme başarısı kadardır.
  12. Teknik öğreti geçici bir hevesdir.
Sonuç: Temel ve Teknikçilerin, borsada (finans piyasalarında) gerçek değer arayışı bir serabın peşinde koşmakla ayni şeydir.

BORSA PARADOKSU-1

Finans kilsesinin bilmesi gereken en temel konu şudur: Hiç kimse, ne borsanın yönünü ne de bireysel hisse senetlerinin göreli çekiciliğini kalıcı bir biçimde öngöremez. Ve bu nedenle, hiç kimse sürekli olarak piyasadan daha iyi toplam getiri elde edemez. 

Kuşkusuz, ara sıra kârlı işlem olanakları ortaya çıkabilir. Ancak bunlar herkes tarafından öğrenildiğinde,ansızın tükenirler. Henüz hiç kimse ya da hiç bir kurum, özellikle vergi ve işlem bedeli ödüyorsa, sürekli olarak para kazandıran, riske göre düzenlenmiş hisse senedi alım-satım fırsatları yaratabilmiş değildir. 

Borsa'da (finans piyasasında) her zaman "kazan-kazan" diye birşey yoktur. Finans piyasasında, her zaman ve her yerde, birinin kazancı diğerinin kaybıdır.

BORSA PARADOKSU

İÇERİK

1. Bölüm: Borsa Paradoks
2. Bölüm: Borsa Paradoks
3. Bölüm: Borsa Paradoks
4. Bölüm: Borsa Paradoks
5. Bölüm: Borsa Paradoks
6. Sonuç: Borsa Paradoks


Not: İçerikler, yayınlanmamış İngilizce lisans tezinin belli başlı yerlerinden alıntı yapılarak Türkçeye çevrilmiş. Temel içerikler tekrardan gözden geçirilip yeniden özetlenmiştir.

  • Urem, H. (2001),"The Paradox of Financial Markets": A Critical Review of the Financial Market Efficiency, Middlesex University, pp.1-118, London.