17 Haziran 2009 Çarşamba

Bankalarda Döviz Pozisyonunun Kur Riskine Karşı Duyarlılığı

Bankacılık İşi Risk Yönetim İşidir; Risk Yönetim Sanatıdır. Risk-getiri alanındaki başarı, riski minimize ya da maksimize etmek değil sadece onu yönetmektir.

Döviz Pozisyonu: Long-Short-Square-Square-Long-Short
Döviz Kuru: (Artı)-(Artı)-(Artı)-(Eksi)-(Eksi)-(Eksi)
Kâr: Yükselir,Azalır,Değişmez,Değişmez,Azalır,Yükselir

Bankaların Döviz Pozisyonu = (Döviz Varlıklar + Vadeli Döviz Alacaklar) - (Döviz Borçlar + Vadeli Döviz Borçlar)

(+) Artı Pozisyon: Long Pozisyon
(0) Denk Pozisyon: Square Pozisyon
(-) Açık Pozisyon: Short Pozisyon

Vade uyuşmazlığı riski faiz riskini doğurur. Vade uyuşmazlığı kâr marjını yükselten riskli bir stratejidir. Unutmamalıdır ki; faiz riski zarar verir, fakat likide riski batırır...!

14 Haziran 2009 Pazar

Bankacılık Krizleri ve Banka İflaslarının Nedenleri

Bankacılık krizleri; bankaların sermaye yapılarının bozulmasından ve akti-pasiflerinin dengesizliğinden kaynaklanır.

Kredilerin geri dönmemesi (ödenmemesi), hisse senedi piyasasındaki dalgalanmalar ve döviz kurlarındaki aşırı dalgalanmalar bankacılık krizlerinin temel nedenlerindendir.

Finansal krizlerin ortaya çıkışı genelde bankacılık ve döviz krizi şeklinde olur. Bankacılık krizleri ve banka iflaslarının birden fazla nedeni vardır. Şöyle ki:

1. Macro ekonomik şoklar; örneğin, ekonomik faaliyetlerin gerilemesi, şirketlerin finansal sorunlarla karşılışması, gayrimenkul piyasasında yaşanan olumsuzluklar bankaları negatif yönde etkilemekte ve cezalandırmaktadır.

2. Daha riskli faaliyetler; örneğin, türev ürünlerin gelişmesi, açık pozisyonlar, yüksek faiz riski, döviz kurlarının yükselmesi vb. gibi nedenler bankalar olumsuz yönde etkilemektedir.

3. Daha yoğun rekabet; örneğin, bankacılık sektöründeki sınırlamaların azalması sonucu bankalar olumsuz yönde etkilemektedir.

4. Kötü yönetim ve suistimaller; örneğin, suistimaller daha çok küçük bankalarda, kötü yönetim ise büyük bankalarda sorun yaratmıştır. Hem kötü yönetim hem de suistimaller bankalar için büyük bir tehdit oluşturmaktadır.

5. Bankacılığın/bankacılık sektörünün yapısı.
6. Bankaların kısa süreli yabancı kaynaklara bağımlılığı.
7. Ters seçim ve ahlâki yapının bozulması.
8. Finans sektörünün zayıflığı.
9. Denetim ve gözetim otoritesinden kaynaklanan zayıflıklar.

Bankacılık Krizlerinin Sonuçları:

1. Bankacılıktaki Etkileri:
  • Mevduatlar güvende değilse, mevduatlar çekilir ve daha güvenli bölgelerdeki bankalara aktarılır.
  • Bankalar bu talebi karşılımakta güçlük çeker.
  • Bankalar bazı varlıklarını satmak zorunda kalır.
  • Zararına satış ve likidite sorunuyla karşılışılır.
  • Mevduat hacminin düşmesi, mevduat-kredi ilişkisini zayıflatır.
2. Makro-Ekonomik Etkileri
  • Emisyon artışı
  • Kredi hacminin daralması, problemli kredilerin artması
  • Faizlerin yükselmesi
  • Harcama ve talebin düşmesi
  • Üretim ve istihdamın azaltılması
  • Tasarruf ve yatırımın azaltılması
  • Kamu maliyesinin olumsuz etkilenmesi
  • Menkul kıymetler borsasının çökmesi/ menkul kıymetler piyasasının olumsuz yönde etkilenmesi vb. gibi değişkenlerin olumsuz yönde artmasına yol açmaktadır.
3. İflas Eden Bankaları Rehabilite Etme Yöntemleri:
  • Tasfiye
  • Birleşme (Zorunlu Evlilik !)
  • Satış
  • Sermaye Artışı ve Yeniden Yapılandırma

Bankalarda Kredi Analizi ve Kredi Değerliliğinin Ölçülmesi

 Kredi analizinin temel amacı talep edenin, geri ödeme kapasitesi ve arzusuna sahip olduğunun belirlenmesi, ihtiyaca uygun tutar ve vadede kredi verilmesini sağlamaktır.


Genel olarak; ticaret ve yatırım bankaları tarafından kullanılan ve riskleri en aza indiren ilkeler sırasıyla şunlardır:

Kredilerde 5K formülü
1. Karakter
2. Kapasite
3. Kapital (Sermaye)
4. Koşullar
5. Karşılık (Teminat) veya

1. KARAKTER (CHARACTER/REPUTATION)
2. SERMAYE (CAPITAL)
3. KAPASITE (CAPACITY)
4. TEMINAT (COLLATERAL)
5.KONJONKTUR (CYCLE)

Kredi değerliliği 5c formülü ile tahmin edilmektedir. Ancak bu yaklaşım ile kredi değerliliğinin SUBJEKTİF bir şekilde belirlenmesi çağdaş bankacılıkta pratik görülmemektedir...!

Kredi Talep Edenler Hakkında Bilgi Kaynakları

- Karşılıklı Görüşme
- İşletmenin Finansal Tabloları
- İşletmenin Bankadaki (Kredi) Dosyası
- Üye Olduğu Kuruluş Kayıtları, Şirket Onay Belgeleri
- Risk Merkezinden Sağlana Veriler
- Tapu Sicil Kayıtları ve Vergi Beyannameleri
- Piyasa Analizleri vb. gibi diğer bilgi kaynakları.

Bankalarda Kredi Kültürü

Kredi kültürü; kredilendirme sürecinde bankaların davranışlarını, kredilendirme ilkelerini, kredi risklerinin nasıl belirleneceğini ifade eder. Bankalarda kredi kültürünün oluşturulmasından ve benimsetilmesinden üst yönetim sorumludur.

Kredi kültürünün oluşması için gereken unsurlar:
- Mükemmele Bağlılık Düşüncesi
- Günlük karar için kavramsal yapının kurulması
- Değer sisteminin oluşturulması
- Risk üstlenmeye tek tip yaklaşım uygulaması
- Ortak kredi dilinin geliştirilmesi
- Geçmiş kredi deneyimlerinin analiz edilmesi
- Bankanın her şeyin üstünde olduğu düşüncesinin yaygınlaştırılması
- Dürüstlük ve iyi iletişim geliştirilmesi
- Portföy bilişenlerinin bilinmesi
- Alınan kararlardan sorumlu olunması
- Riski üslenmeye ilişkin sabit parametrelerin bulunması
- Kredi ilke ve standartlarına bağlı kalınması
- Piyasalara ve bütçeye gerekçi yaklaşılması
- Erken uyarı göstergeleri kullanan kredi sisteminin oluşturulması
- Risk üstlenmede süprizlere yer olmadığının bilincinde olunması
- Kısa ve uzun dönemli bakış açısının yerleştirilmesi
gereklidir.

Kredi kültürü kısa vadede oluşan bir olgu değildir; kredi kültürü tüm banka çalışanları tarafından orta ve uzun vadeda oluşan ve kurum içerisinde süreklilik arz eden bir olgudur.

Bankalarda Kredi Politikası

Kredi politikası; bankaların bireysel ya da kurumsal müşterilerine karşı kredi işlemlerinde uyguladıkları ilkeler bütünüdür.

Bankalar sağladıkları fonları en uygun vadede en yüksek getiri ve en az riskle kullanıcı birimlere aktarırlar. Bankaların kredi taleplerini değerlendirmede kredi limitleri, müşterinin özellikleri, faiz oranları ve vade gibi konularda dikkate aldıkları ilkeler kredi politikasını oluşturur.

Kredi politikasının içerdiği unsurlar sırasıyla şunlardır:

  1. Kredi türleri ve vadeleri
  2. Kredi konusunda çalışanların yetki ve sorumlulukları
  3. Kredi kararının alınma süreci
  4. İstenecek belge ve teminatlar
  5. Faiz, komisyon ve diğer masraflar
  6. Geri ödeme koşulları
  7. Kredi limitleri ve standartları
  8. Problemli kredilerde izlenecek politikalar
Kredi Politikasını Etkileyen Faktörler:
1. Müşteri İlişkisi
  • Bankaları kendilerine yakın birey ve işletmelerle çalışmayı tercih etmelerinin sebebi bankaların sunduğu diğer hizmetlerden yararlanma olasılığının fazla olması, istihbaratın kolay yapılması ve kredinin kolay izlenmesidir.
2. Kredi Portföyünün Yapısı
  • Kredi politikasını belirleyen kredi komiteleri, toplam mevduat/toplam kredi, toplam kredi/ Özsermaye ya da toplam kaynak/toplam kredi oranlarının belli seviyede olmasına dikkat ederler. Bankalar kaynaklarını, mevzuatı ve rakip bankaların kredi politikalarını göz önünde bulundurarak kredilere ne kadar fon ayrılacağını belirlerler. Kaldıraç oranlarını dikkate alırlar.
3. Kredi Yetki Sistemi
  • Bu sistem; kredi kararlarının hızlandırılması ve kredi analizlerinin sağlıklı yapılması için önemlidir. Bankanın organize yapısına göre "Yetki Sistemi" üzerinde Şube ve Genel Müdürlük kredi açma yetki ve limitlerinin sağlıklı bir şekilde yönetilmesi açısından önemlidir.
4. Kredi Puanlama Sistemi
  • Bu sistem; başvuru forumlarının değerlendirilmesinde işlem yükünü azaltır. Müşteri portföyünün kalitesini korur ve kredi standartlarını oluşturur. Tüm kredi başvurularında ayni bakış açısını sağlar, tüm kredi başvurularını otomatik olarak değerlendirir.
  • Puanlama yapılırken; gelir düzeyi, borç ödeme yeteneği, eğitim ve iş durumu, mal varlıkları, teminatlar ve kefiller analiz edilip otomatik olarak değerlendirilir.
5. Finansal Olan ve Olmayan Analizler
  • Finansal analiz; işletmenin finansal açıdan mevcut durumunu, gelişiminin yeteneğini belirlemek için finansal tablo kalemleri arasındaki ilişkilerin ve değişikliklerin incenenmesi ve diğer işletmelerle karşılıştırılması hakkında çalışmalar yapılmalıdır.
  • Finansal olmayan analiz; firmanın geçmiş, bugünkü gelecekteki performansını etkilemiş ve etkileyebilecek tüm etmenlerin incelenmesini ve değerlendirilmesini içermektedir.
  • Tüm bu analizlere; kredi puanlamasında ve diğer kredi analizlerinde kapsamlı bir şekilde yer verilmelidir.
6. Kredilerin Yeniden Gözden Geçirilmesi
  • Tüm kredilerin sistematik olarak gözden geçirilmesi, banka yetkililerine kredi-risk (kredilerde) önlem alınması hususunda erken uyarı sağlanmasını içermektedir.

12 Haziran 2009 Cuma

Bankalarda Problemli-Sorunlu Krediler

Problemli krediler, kredinin kullanım şartlarında aksaklıkların meydana gelmesi, taksitlerin zamanında ve tam olarak ödenmemesi, müşterinin kredi değerliliğini yitirdiğinin tespiti gibi durumlarda oluşur. Bu durumda hesabın kanuni veya yasal takibe geçirilmesi gerekir.

Kredilerin problemli Hale Düşmesinin Nedenleri
  1. Kredi analizinin sağlıklı yapılmaması
  2. Kredi-analiz birimlerinin çok fazla müşteri odaklı düşünmesi ve risk odaklı kredi analiz prensiplerinden farklı düşünmesi
  3. Ekonomide ve hukuk sisteminde yaşanan olumsuzluklar
  4. Doğru bilginin bankaya verilmemesi nedeniyle krediler biriminin yanlış karar vermesi
  5. Borçlunun ödeme gücünü kaybetmesi
  6. Kredi-yönetim kalitesinin yetersiz kalması
  7. Rekâbetin yüksekliği nedeniyle işletmelerin aşırı borçlanmaya gitmesi ve aşırı borçalnmanın kontrol altında tutulamaması.
Yukarda belirtilen tüm faktörler kredilerin problemli hale düşmesinin nedenleridir.

Bankalarda Sağlıksız (Etkin ve Verimli Olmayan) Kredi Göstergesi

  1. Kayıtsızlık: Banka müşterisiyle daha önceki iyi ilişkilerine dayanıp işlerin ayni şekilde gideceğini düşünmesi sonucu ortaya çıkar.
  2. Dikkatsizlik ve İhmal: Gerekli belgelerin alınmaması, eksik alınması, yeterince teminat istenmemesi, mali analizin yanlış yapılması durumunda (veya mali analizin hiç yapılmaması) durumunda verilen kredinin geri ödenmemesidir.
  3. İletişim Bozukluğu: Bankanın kredi kültürünün oluşturulmaması ve kredi ilkelerinin yeterince anlaşılmaması, bunların alt kademelere duyurulmaması da yanlış kredi kararına yol açmaktadır.
  4. Beklenmedik Olaylar: Borçlunun kredinin geri ödenmesini engelleyecek faktörleri göz ardı etmesinden kaynaklanmaktadır.
  5. Rekâbet Ortamı: Bankaların içinde bulunduğu rekabet, kredi ilkelerinden ödün vermeleri ve diğer bankaları taklit etmeleri "yanlış" kredi kararlarına yol açmaktadır.

8 Haziran 2009 Pazartesi

How to success in writing (PhD) thesis

It takes up to six months to reorganise the elements in a first draft to produce a final text. This involves drawing out the intellectual themes and ensuring that they run consistently through the thesis title, abstract, introductory chapters and conclusions.

The first draft is only the start of the writing-up process for a PhD thesis. Editing, revision and a careful look at presentation are key to producing good work.

Think about how our project, our discipline and the wider intellectual world have changed or are likely to change since we came up with working title. Is the current title going to have the same fashionable connotations it once did ? Is it going to stand up in the future ?

We have to make thesis more readable by checking spelling, grammar and phrasing, as well as font sizes of headings and subheadings, the referencing format and the labelling of figures and illustrations. We need to leave a good few weeks for this work.

Editing is notoriously hard work, for which one must have untired eyes and a well-rested brain. We set aside a few weeks to check mechanical issues such as spelling. By the time return to editing, we should be removed enough to see where changes are needed.

We have to read work aloud because it helps to appreciate whether writing makes sense. It is also important to check citations for ambiguity. We cannot rely on the examiners knowing the work of all the authors we are referring to.

It has been recommended to save small-scale edits until we have finished thesis, but we should not leave everything to do with presentation until the last minute. We should find out what the conventions are for writing a thesis in our discipline early on by talking to supervisor and looking at theses produced by others.

Writing thesis should be a constant process of drafting and revision. Between ten and 20 drafts of each chapter is typical. We need to keep a potential reader in mind. While supervisor knows about our research, the examiners will need to be persuaded that our approach is valid.

We need to state explicitly how work makes a contribution to knowledge. Point this out in conclusion and check to ensure that the chapters add up to this conclusion. The concluding sections of the main chapters need to link to themes discussed in the opening chapter.

The theme that each conclusion links to should be wholly relevant to the specific materials in that chapter and also adapted to the role that the chapter plays in the thesis as a whole.

Assign one function to each chapter and make sure that this role does not overlap with those of its neighbours- say it once; say it right.

The main text of the thesis should be about four fifths of the formal university word limit, leaving the rest for the bibliography, notes, appendices, preface and acknowledgements.

  • If cuts are necessary, we should try to make edits in the introductory chapters to safeguard the core of the thesis.
  • If we find ourself making substantial changes and dropping what our thought were important concepts in favour of new themes at this stage- don't worry !

We can see what works and what doesn't only when we see the complete thesis. But we should not lose faith in what we have done or be tempted to go off in another direction entirely.

The General Idea:

  • A thesis is a hypothesis or conjecture.
  • A PhD dissertation is a lengthy, formal document that argues in defense of a particular thesis. (So many people use the term thesis to refer to the document that a current dictionary now includes it as the third meaning of thesis).

Two important adjectives used to describe a dissertation are "original and substantial". The research performed to support a thesis must be both, and the dissertation must show it to be so.

In particular, a dissertation highlights original contributions. The scientific method means starting with a hypothesis and then collecting evidence to support or deny it. Before one can write a dissertation defending a particular thesis, one must collect evidence that supports it. Thus, the most difficult aspect of writing a dissertation consists of organizing the evidence and associated discussions into a coherent form.

The essence of a dissertation is critical thinking, not experimental data. Analysis and concepts form the heart of the work. A dissertation concentrates on principles: it states the lessons learned, and not merely the facts behind them.

In general, every statement in a dissertation must be supported either by a reference to published scientific literature or by original work. Moreover, a dissertation does not repeat the details of critical thinking and analysis found in published sources; it uses the results as fact and refers the reader to the source for further details.

Each sentence in a dissertation must be complete and correct in a grammatical sense. Moreover, a dissertation must satisfy the stringent rules of formal grammar (e.g., no contractions, no colloquialisms, no slurs, no undefined technical jargon, no hidden jokes, and no slang, even when such terms or phrases are in common use in the spoken language).

Indeed, the writing in a dissertaton must be crystal clear. Shades of meaning matter; the terminology and prose must make fine distinctions. The words must convey exactly the meaning intended, nothing more and nothing less.

Each statement in a dissertation must be correct and defensible in a logical and scientific sense. Moreover, the discussions in a dissertation must satisfy the most stringent rules of logic applied to mathematics and science.

What One Should Learn From The Exercise:
All scientists need to communicate discoveries; the PhD dissertation provides training for communication with other scientists. Writing a dissertation requires a student to think deeply, to organize technical discussion, to muster arguments that will convince other scientists, and to follow rules for rigorous, formal presentation of the arguments and discussion.

A Rule Of Thumb:
Good writing is essential in a dissertation. However, good writing cannot compensate for a paucity of ideas or concepts. Quite the contrary, a clear presentation always exposes weaknesses.

Definitions And Terminology:
Each technical term used in a dissertation must be defined either by a reference to a previously published definition (for standard terms with their usual meaning) or by a precise, unambiguous definition that appears before the term is used (for a new term or a standard term used in an unusual way).

Each term should be used in one and only one way throughout the dissertation. The easiest way to avoid a long series of definitions is to include a statement: the terminology used throughout this document follows that given in [CITATION]. Then, only define exceptions. The introductory chapter can give the intuition (i.e., informal definitions) of terms provided they are defined more precisely later.

Further information:

  • Patrick Dunleavy, Authoring a PhD: How to Plan, Draft, Write and Finish a Doctoral Thesis or Dissertation, Palgrave Study Guides, 2003.
  • Rowena Murray, How to Write a Thesis, Second edition, Open University Press, 2006.

7 Haziran 2009 Pazar

Tez Yazma Tekniği (BA/BSc-MA/MSc-PhD)

Türkçe:
Dünya ekonomisinde (ulusal ve uluslararası piyasalarda) yaşanan olumsuz gelişmeleri anlamak için doktora tezi hazırlamış olmak gerekmez. Doktora (PhD) ünvanına sahip olmak gerekmemektedir ! Ancak, günümüz ekonomilerinde yaşanan olumsuz gelişmeleri doğru bir şekilde anlayıp sistematik bir şekilde yorumlayabilmek için ekonomi bilgi ve becerisine sahip olmamız gerekmektedir.

İngilizce:

Dissertation Writing Process
  • Stage I. Preparing the Way:

The aim of the first stage is to orient you to the tasks ahead by:

  • (1) Identifying resources that can help you in carrying out your project, and
  • (2) Describing (a) how the professional literature can be of use and (b) how to survey the literature efficiently.
  • Stage II: Choosing and Defining Research Topics:
The second stage involves:
  • (1) Selecting the question or problem on which your project will focus,
  • (2) Deciding if you wish to create or adapt a theory as part of your project's contribution; and--if you do, indeed, plan to devise a theory - deciding how to go about it; and
  • (3) Clearly delineating your selected problem and creating a rationale that explains what sort of contribution your dissertation will make to the realm of knowledge within which it's located.
  • Stage III: Collecting and Organizing Information:
Once your research proposal has been specified and its value explained, your next task is to select an effective way to gather the information needed for answering the question. This phase is presented as two sub stages - III-A and III-B .

The two are typically pursued in parallel, because they are interdependent. That is, collecting data efficiently requires a plan for organizing the data and vice versa. Even though the tasks are performed simultaneously, for clarity of presentation we find it convenient to describe them separately.
  • Stage III-A: Collecting Information:
The aim of the first data-collection stage is to describe a variety of the most useful approaches to gathering information. The purpose is not to inspect in detail the steps that comprise each method. Instead, the intention is to
  • (a) sketch principal features of a method,
  • (b) illustrate the sorts of research questions or problems for which it's well suited, and
  • (c) point out the method's advantages and limitations. The approaches that are cited include historical accounts, case studies, ethnographies, experience narratives, surveys, correlation analyses, and experiments. Students often encounter problems at the data-collection stage of their dissertation.
  • Stage III-B: Organizing Information:
No matter what sort of information you gather to solve your research problem, you need to organize it in a way that enables you to draw comparisons and contrasts, to estimate causes and effects, or to identify trends. For this purpose you require a classification system, such as a chronology, typology, or taxonomy and a method of condensing the mass of data in an accurate, comprehensible form.
  • Stage IV. Interpreting the Results:
At this stage you explain what your collection of classified, summarized information means. This is the "so what?" phase of your dissertation.

  • Stage V: Presenting the Finished Product:
In this final stage, you are obliged to describe your completed dissertation to appropriate audiences. Your most immediate audience includes your major advisor and any other faculty members who are assigned to assess your work. Therefore, your first responsibility is to present them with a well crafted written account of your. Then, if you are also obliged to defend your dissertation before a committee in an oral examination session, your second responsibility is to fashion a convincing explanation of your research methods and findings.
  • Example (1):
Abstract:
Purpose– This paper aims to investigate the determinants of choice between private and public debt for British and German listed companies.
Design/methodology/approach– The paper is based on three strands of theories: the “liquidation and renegotiation” hypothesis; the “moral hazard and adverse selection” hypothesis; the “flotation cost” hypothesis. The regression analysis was adopted to test these hypotheses. The specific econometric method used for panel data is generalised method of moments (GMM).
Findings– The evidence records a few similarities in debt-mix structure of German and UK firms but it also detects some important differences. Therefore, the paper concludes that the relation between dependent and explanatory variables is country-dependent. This can be attributed to the differences in corporate governance mechanisms and institutional features of the countries.
Research limitations/implications– The limitation mainly has come from data unavailability for public debt. Future research could be to extend the number of countries to have a better idea for the impact of institutional factors on corporate debt-mix.
Practical implications– The findings confirm that the debt ownership decision of listed firms is not only the result of their own characteristics but also the outcome of legal and financial environment and corporate governance traditions in which they operate. The way managers decide about the type of debt financing is not universal. Furthermore, the factors such as liquidation and renegotiation, moral hazard and adverse selection, flotation costs are found to be significantly relevant while deciding the mix of corporate debt.
Originality/value – This study offers a unique comparison of the evidence from a bank-based economy (Germany) and a market-based economy (UK) that should have direct implications on the choice between bank debt and public debt. Firms with a long-run debt ownership target attain it through an adjustment process. The authors are not aware of any other study on debt ownership that controls for endogeneity using the GMM technique.
  • Example (2):
Abstract:
Purpose– The purpose of this research is to investigate the effect of a speculative attack on the Turkish Lira in the North Cyprus banking sector during the period 1984-2002.
Design/methodology/approach– A mutivariate logit model is the empirical methodology employed in this analysis that allows us to identify the determinants of the probability of bank failure. In the model, the existence of contagious currency crises is constructed as an index of exchange market pressure, which is a weighted average of changes in interest rates, international reserves and the nominal exchange rate.
Findings– The empirical result reveals that the a speculative attack on the Turkish Lira in 1994 and 2001 put stress on banks operating in North Cyprus and led to banking sector distress. The findings also suggest that bank-specific weaknesses, high interest rates, high credit, low trade and the fixed exchange rate policy significantly increased the bank fragility.
Research implications/Limitations– For further research this paper may better distinguish contagion if it uses economic and financial ties from Turkey that are practically susceptible to bank failure in North Cyprus.
Practical implications– This paper presents a practical application of a currency crisis model in the North Cyprus banking sector. In addition to the risk of currency crises, risk under fixed rate regimes, interest rate risk, trade risks and credit risk are also used to encourage correct risk management behaviour in the North Cyprus banking sector.
Originality/Value– This analysis would appear to be the first systematic evidence that investigates the effect of a speculative pressure on Turkish Lira in the North Cyprus banking sector.
  • Tips and Examples for Writing Thesis Statements

1. Determine what kind of paper you are writing:

- An analytical paper breaks down an issue or an idea into its component parts, evaluates the issue or idea, and presents this breakdown and evaluation to the audience.

- An expository (explanatory) paper explains something to the audience.

- An argumentative paper makes a claim about a topic and justifies this claim with specific evidence. The claim could be an opinion, a policy proposal, an evaluation, a cause-and-effect statement, or an interpretation. The goal of the argumentative paper is to convince the audience that the claim is true based on the evidence provided.

If you are writing a text which does not fall under these three categories (ex. a narrative), a thesis statement somewhere in the first paragraph could still be helpful to your reader.

2. Your thesis statement should be specific—it should cover only what you will discuss in your paper and should be supported with specific evidence.

3. The thesis statement usually appears at the end of the first paragraph of a paper.

4. Your topic may change as you write, so you may need to revise your thesis statement to reflect exactly what you have discussed in the paper.

  • Example of an analytical thesis statement:

An analysis of the college admission process reveals one challenge facing counselors: accepting students with high test scores or students with strong extracurricular backgrounds.

The paper that follows should:
- explain the analysis of the college admission process
- explain the challenge facing admissions counselors

  • Example of an expository (explanatory) thesis statement:

The life of the typical college student is characterized by time spent studying, attending class, and socializing with peers.

The paper that follows should:
explain how students spend their time studying, attending class, and socializing with peers

  • Example of an argumentative thesis statement:

High school graduates should be required to take a year off to pursue community service projects before entering college in order to increase their maturity and global awareness.

The paper that follows should:
present an argument and give evidence to support the claim that students should pursue community projects before entering college.

6 Haziran 2009 Cumartesi

Bankacılık Hizmetleri ve Bankacılık Riskleri

Bilgi teknolojisindeki hızlı değişimler nedeniyle, risklerin listesi eksiksiz olamaz. Elektronik bankacılık ve elektronik para faaliyetleriyle uğraşan bankaların karşılaşabileceği özel riskler yeni değildir. Elektronik bankacılık ve elektronik para tarafından yaratılan temel risk türleri yeni olmamakla birlikte, risklerin bazılarının ortaya çıkış şekillerinin yanı sıra bunların bankalar üzerine etkilerinin büyüklüğü bankalar için yeni olabilir.

Bankaların karşılaşabileceği risklerin ve problemlerin bazıları elektronik para ve elektronik bankacılık faaliyetleri için de geçerlidir. Ancak, belirli bir riskin farklı elektronik para ve bankacılık faaliyetleri için geçerli olduğu derece bakımından farklılıklar olması muhtemeldir.

Elektronik bankacılık ve elektronik para faaliyetleri için operasyonel risk, itibar riski ve yasal risk en önemli risk kategorileridir. Örneğin, müşteri bilgilerine yetkisiz erişime yol açan bir güvenlik ihlali operasyonel risk olarak sınıflandırılabilir, ancak bu risk aynı zamanda bankayı yasal ve itibar riskine de maruz bırakır. Farklı türde riskler tek bir problemden kaynaklansa da, uygun risk yönetimi, bu farklı risklerin her birini karşılamak için çare gerektirir.

  • Operasyonel riskler, sistem güvenilirlik veya entegritesinde önemli eksiklikler nedeniyle kayıp ihtimalinden kaynaklanır. Operasyonel risk, müşteri suistimalinden, yetersiz tasarımlanmış ve gerçekleştirilmiş elektronik bankacılık ve elektronik para sistemlerinden de kaynaklanabilir. Bu risklerin belirmelerinin bir çoğu hem elektronik bankacılık hem de elektronik para için geçerlidir.
  • Operasyonel risk, bir bankanın kritik hesap ve risk yönetim sistemleri, diğer şahıslarla alıp verdiği bilgilere erişim üzerindeki kontroller, ve elektronik para durumunda ise bankanın kalpazanlığı tespit ve caydırmada kullandığı önlemler bakımından ortaya çıkar. Banka sistemlerine erişimi kontrol etmek, genişlemiş bilgisayar yetenekleri, erişim noktalarının coğrafi dağılımı, ve Internet gibi halka açık ağlar dahil olmak üzere çeşitli iletişim yollarının kullanılması nedeniyle daha da karmaşık hale gelir.
  • Elektronik para ile, güvenlik ihlali banka için sahtecilikle yaratılmış yükümlülük doğurabilir. Elektronik bankacılığın diğer formları için, yetkisiz erişim, doğrudan kayıplar, müşterilere ilave yükümlülükler veya diğer problemlere neden olabilir. Bir çok özgün erişim ve doğru tanıma problemleri meydana gelebilir. Örneğin, banka içi yetersiz denetim ve kontrolle, Internetten çalışarak gizli müşteri bilgilerine erişebilen çekebilen ve kullanabilen korsanların başarılı bir taarruzuna neden olabilir. Yeterli kontrollerin olmaması durumunda, harici bir üçüncü şahıs bankanın bilgisayar sistemine girebilir ve virüs sokabilir.
  • Elektronik para ve elektronik bankacılık sistemlerine harici taarruzlara ilaveten, bankalar çalışanları tarafından da sahtekarlığa ve dolayısıyla bu bakımından operasyonel riske maruzdur. Örneğin, banka çalışanları müşteri hesaplarına ulaşmak veya yatırılmış değer kartlarını çalmak için gizlice doğru tanıma bilgilerini elde edebilirler.
  • Çalışanlar tarafından istemeyerek yapılan hatalar da bankanın sistemini zayıflatabilir. Banka, seçtiği sistemlerin iyi tasarımlanmamış veya uygulanmamış olmasından dolayı riskle karşı karşıya kalır. Örneğin, bir bankanın seçtiği elektronik bankacılık ve elektronik para sistemi kullanıcı gereksinimleri ile uyumlu değilse, mevcut sistemlerinin durması veya yavaşlaması riskine maruz kalır.

Merkez Bankası için doğrudan bir endişe, bankaların kalpazanlığı tespit ve caydırma için yeterli önlemleri almaması durumunda artabilecek olan, elektronik para kalpazanlığı riskidir. Banka kalpazanlıktan dolayı operasyonel risk ile karşı karşıyadır, çünkü sahte elektronik para bakiyesi miktarı kadar yükümlü olabilecektir. İlaveten, delinmiş bir sistemi tamir etmenin de maliyeti çok yüksektir.

05.10.2007

Dolların Hızlı Düşüşü ve Rasyonel Beklentikler

Tanım olarak kur, statik bir fiyat durumunu değil sürekli hareket halinde olan fiyat akımlarını ifade etmektedir. Kur dalgalanmaları bütün ülkelerde ayni anda ve oranda olmaz. Yani; bir ülkenin parası bazen bir dövize karşı paritesini korurken bir başkasına karşı değer kaybedebilmektedir.

Şöyle ki; Amerika Merkez Bankası’nın son günlerde yaptığı faiz indirimi kararı ile birlikte, dolar belli başlı ülke paraları karşısında hızlı değer kaybatti. Öreğin, 1976’dan beri ilk defa Kanada Doları Amerikan Doları karşısında bire birin üzerinde işlem gördü. Ameriken doları, yine, Avrupa Para Birimi Euro karşısında kısa sürede (bir haftada) yüzde 1.7 oranında değer kaybetti.

Kanaatimce; dolardaki bu hızlı değer kaybı oldukça tehlikelidir. Çünkü, ABD gerek makine gerek bilgisayar üretiminde kullardığı yedek parçayı ithal etmektedir. Diğer ülke para birimleri karşısında değeri düşen dolar nedeniyle yükselen ithalat maliyetlerinin genel fiyat düzeyinin (enflasyonun) yükselmesine neden olacaktır. Buna ek olarak düşük faizli dolar nedeniyle Amerikan bono ve tahvillerin cazibesi azalacağı için yön bulamayan para’nın da enflasyonu yükselteceği beklenmektedir.

Doların hızlı düşüşü Avrupalılar için de kaygı vericidir. Yapılan araştırmalar Avrupalıların Euro/Dolar kurunun düşük seviyelere (1.45-1.50 seviyesine) ulaşmasını beklemektedir. Bunun nedeni Amerika Merkez Bankası’nın 31 Ekimde yapacağı para politikası toplantısında kısa vadeli politika faizlerini yüzde 4.75’den yüzde 4.50 oranına indirebileceği beklentileridir.

Bu durumda Avrupalıların kaygısı ABD’ne gönderilen ihraç ürün imkanlarının büyük ölçüde daraltılmasıdır. Örneğin ABD’e, Almanya tarafından ihraç edilen araçlar, güçlü euro’nun etkisi ile Almanya’nın ihracatını azaltacak ve ekonomik büyüme hızı düşürecektir. Bu durumda, Avrupa Merkez Bankası’nın Euro’ya (Euro Bölgesine) rekabet gücü kazandırması gerekecektir.

Doların hızlı değer kaybı Avrupa’yı kaygılandırırken Japon Yeni de dollar karşısında düşüş yaşadı. Fakat, Japonya’nın yüzde 0.50 oranındaki borçlanma faiz oranı, yüzde 4.0 oranında Euro Bölgesi faizleri, yüzde 6.5 oranında Avusturalya ve yüzde 8.25 oranında Yeni Zelanda ile kıyasladığında oldukça düşük düzeyde bulunuyor. Düşük faizli Japon Yeni borçlanıp yüksek faizli yerlere (bölgelere) yatırım yaparak para kazanmak geçerliliğini halen korumaktadır.

Japon Yeni borçlanarak yatırım yapma cazibesinin sürmesi ve Amerikan Doları’nın faizlerinin keskin bir şekilde indirilmesi yüksek reel faiz veren ülkeler yatırımcılar için çok çekici hale gelir. Yüksek reel faiz oranlarıyle dikkat çeken Türkiye de bu bakımdan yatırımcılar için oldukça kârlı bir ülke. Bu nedenle dolar faiz oranlarının 0.50 puan indirilmesinin ardından Türkiye’ye büyük miktarda para girişi olmuştur.

Kaanatimce Türkiye’ye para girişi devam etmesi halinde Türk Lirası (dollar karşısında) değer kazanmaya devam edecektir. Türkiye’ye gelecek yabancı parayla İstanbul Hisse Senedi Piyasası (İMKB) değer kazanacak ve bu yıl içinde dolar/YTL paritesi 1 lira 15 kuruş 1 lira 17 kuruş arasında bir seviyeye kadar düşebilecektir. Diğer taraftan zaten aşırı değerlenen lira’nın hızla değerlemeye devam etmesi Türkiye ekonomisi için pek de olumlu bir durum değildir.

Özetle; aşırı değer kazanan lira’nın ne zaman düzeltme yapacağını görebilmek, yabancı para girişinin devam ettiği bir ortamda, temel analiz metotlarına göre mümkün değildir. Ancak, Türkiye’ye gelecek olan yabancı parayla bu yıl içinde dolar/YTL paritesi 1 lira 15 kuruş - 1 lira 17 kuruş arasında bir seviyeye kadar düşebileceğini bir kenara kaydetmekte fayda vardır.

26.09.2007