9 Mart 2009 Pazartesi

Bankacılık İşi Risk Yönetim İşidir, Risk Yönetim Sanatıdır

Banka vurgunu, finans dolandırıcılığı (yani, mali yolsuzluk) gelişmekte olan ülkelere has bir sorun değildir. Bankacılık’da mali soygun gelişmiş ülkelerin de en başta gelen sorunudur. Örneğin, 1995 yılında İngiliz Barings Bankası; borsa simsarının yolsuzlukları neticesinde, bankanın 1.38 Milyar dolar değerindeki nakit rezervinin yok olmasına ve bankanın iflas etmesini yol açmıştır. Geçen hafta içerisinde Fransız Bankası (Societe Generale) tarihin en büyük banka vurgununa veya finans dolandırıcılığına imza atmıştır.

2007 yılında, KKTC’de Bankacılık sisteminde, herkes tarafından bilinen, iki mali yolsuzluk olayı veya banka vurgunu olayı yaşanmıştır.Kanaatimce; ülkede en son yaşanan, yaklaşık 1 milyon YTL’lik (Şeker gibi vurgun olayı !) mali yolsuzluk olayı, KKTC Bankacılık Sektörü’nün en büyük ve en önemli banka vurgunudur. Ülkede sıkça yaşanan finansal vurgunlar tüm bankacılara, iç denetim ve kontrollerin yanısıra risk yönetiminin ne derece önemli olduğunu bir kez daha vurgulamıştır.

Geçen hafta; mali piyasalarda olan dalgalanmaların yanısıra ilgimi çeken ve üzerinde odaklanmış olduğum konu şudur: Vadeli İşlemler Borsası’nda, Fransız Bankası Societe Generale’de çalışan bir genç bankacının (Borsa Simsarı’nın ya da Borsa Komsiyoncusu’nun) yapmış olduğu tarihin en büyük mali yolsuzluğudur. Societe Generale’de gerçekleşen bu tarihi olay tipik bir operasyonel riskdir (personel riskidir). Societe Generale’de; Borsa Simsarı olarak çalışan bir genç tarafından, banka hesap sistemi içerisinde kendine ait sanal bir şirket kurmak suretiyle müşteri hesaplarındaki 5 Milyar Euro’yu Vadeli İşlemler Borsası’nda banka adına izinsiz olarak kullanmış ve bankayı yüksek miktarda risk altına sokmuştur.

Banka, bu yolsuzluk olayı kaşısında, 5 Milyar Euro’luk zarar yazmış (nakit rezervi kaybetmiş) ve sermayesini artırmak durumunda kalmıştır. Sonuçta; bankanın üstlendiği riskler (itibar riski, likidite riski, operasyonel risk vbg. riskler) gerçek olmuştur.Bu yolsuzluk, vadeli işlemler piyasasında (türev piyasalarda, türev borsasında) yapılmıştır. Bu piyasalar, ilerdeki bir tarihde teslimatı veya nakit uzlaşması yapılmak üzere herhangi bir malın veya finansal aracın, bugüden alım satımının yapıldığı piyasalardır. Banka simsarı; banka adına bu piyasalarda gerçekleştirilen pozisyonlar üzerinden yine banka adına yüksek riskler oluşturup bu riskleri uzun bir süre her işlem sonucunda karmaşık işlemler yardımıyla gizlemeyi başarmıştır.

Netice olarak; borsa simsarı, borsa spekülasyonu güdüsüyle, ileride fiyatların yükseleceğini ya da düşeceğini tahmin ederek, vadeli alım satımlara girişmiş ve sonuçta kaybetmiştir. Banka’yı 5 Milyar Euro zarara sokmuştur.Günümüzde, özellikle uluslararası finansal piyasalarda, kullanılmakta olan ürünler, yöntemler ve teknolojiler oldukça karmaşık bir düzeye ulaşmıştır.

Bankaların risk profilini değerlendirme ve aktif olarak yönetme (örneğin, hedging-finansal risklere karşı korunma ve aktif-pasif yönetimi) konusundaki yetenekleri gelişmiş olsa da finansal piyasalardaki hızlı değişim ve gelişim, risk yönetim sürecini (riskleri tanımlama, ölçme, izleme ve kontrol etme) çok yönlü ve karmaşık hale getirmiştir. İster gelişmiş isterse gelişmekte olan bankacılık sistemi olsun bankalar her zaman (ve her yerde) operasyonel riske maruz kalabilir.

Banka; operasyonel riskin (yetersiz ve başarısız içsel süreçlerden, personel ve sistemlerden ya da dışsal olaylardan kaynaklanan, doğrudan veya dolaylı zarar riskinin) neden olduğu büyük boyutlu zararlara maruz kalabilmektedir.Bankacılık işi risk yönetim işidir, risk yönetim sanatıdır. Bu meslekte finansal ve finansal olmayan riskleri tamamen ortadan kaldırmak mümkün değildir. Bankacılık işinde riskler yanlızca en aza indirilebilir, fakat tamamen ortadan kaldırılamaz. Günümüzde bankalar riskleri minimum düzeyde tutmak için etkin bir iç denetim ve kontrol birimi ve risk yönetim birimi oluşturmak mecburiyetindedirler.

Bankalarda her gün yüzlerce işlem gerçekleştirilmektedir. Her işlem bir çok onaydan geçmesi (işlemin/İşlemlerin tek bir kişi tarafından sonuçlandırılmaması) gerekmektedir. Dolayısıyla; sistem ve sistem kullanıcılarına yatırım yapılması, kurum içi risk odaklı denetim (riske daha duyarlı denetim) ve kontrollerin maksimum düzeyde etkin olarak tutulması (risklerin kontrol altında tutulması ve banka sisteminde açık verilmemesi) günümüz bankacılık koşullarında kaçınılmazdır.

Unutmamalıyız ki; denetim, en hesaplı ve en güvenli risk yönetim tekniğidir. Yüksek kredibilite ve düşük maliyete fon sağlamak için bankalarda iç denetim sisteminin oluşturulması kaçınılmazdır.
01.02.2008