Vücudun Savunma Sistemleri-Bankacılık Savunma Modeli
Konuyu dahiliye Uzmanı Dr.
açısından da değerlendirmek gerekiyor. Dahiliye uzmanı Dr. devam eder ve
aşağıda belirtilen “bağışıklık/savunma sistemleri” hususunda önemli tezler ortaya
koyar:
“Dünyadaki tüm canlılar kendilerinden olmayan
doku, hücre moleküllere, virüs veya enfeksiyona, karşı savunma sistemlerine
sahiptir. Canlılardaki savunma sistemlerine rağmen, insanoğlu hastalık
kapabilmekte ve bunlara karşı savunma sistemleri geliştirmektedir. Savunma
mekanizması dinamik ve sürekli gelişen bir çerçevede ele alınmakta ve gelişim
evrelerinden geçmektedir. İnsan vücudunun her alanında bağışıklık sistemi/savunma
sistemi özel işlevlere sahip çok sayıda hücre ve molekül içermektedir. İnsan vücudunda yeni organlar ve savunma sistemleri keşfedilmeye devam edilmektedir. Bu
konudaki çalışmalar, bankacılıktaki üçlü savunma mekanizmasından farklı
değildir”. Vücudun hastalıklara neden olan mikropları
durdurmak için üç savunma hattı bulunmaktadır".
Vücudun 3’lü savunma sisteminde;
(1-SH) Mikropların vücuda girmesini durdurmak (Solunum Sistemi, Gözler ve Cildimiz) Bunlar, mikropların vücudumuza girmesini, mikropların akciğerlerimize girmesini engeller. Gözyaşları enzimler adı verilen kimyasalları oluşturarak, gözümüz üzerindeki mikropları öldürürler. Patojenlerin vücuda girmesini engellemek ilk savunma hattının görevidir.
(2-SH) Özel Beyaz Kan Hücreleri bulunmaktadır.
Bu hücreler hücreleri fagositler olarak da adlandırılır. Genellikle birinci
savunma hattını aşan “yabancı” herhangi bir şeyi yakalarlar. Mikropları yerler
ve sindirirler. Tüm patojenler yok edildikleri zaman antikorlar kan içerisinde
hastalık yaratan mikroplarla savaşmak için hazır bulunurlar. Bu şekilde vücut
daha önce savaştığı hastalıklara karşı bir bellek oluşturarak daha önce
geçirdiğimiz hastalıklara karşı bağışıklık kazanırlar. Eğer patojenler tekrar
vücuda saldırırlarsa hazır olan ve çabucak üretilebilen antikorlar enfeksiyon
savaşına hazır olurlar.
(3-SH) Özel olmayan
Beyaz Kan Hücreleri bulunmaktadır. Söz konusu hücreler, hangi antikorları
üreteceğine karar verdiği zaman, onları çok kısa bir sürede üretirler. Bu
antikorlar daha sonra derhal işgalci mikropları yok edilmeleri için
işaretlemeye başlarlar. Enfeksiyon sona erdikten sonra kan içinde kalarak,
enfeksiyon tekrar geldiğinde savaşmaya hazır olurlar. Bu nedenle vücudun daha
evvel geçirdiği hastalıklara karşı bağışıklık kazanırlar. Ve hangi antikorları
çabucak üreteceklerini bilirler. Bütün bunlar doğru hücrelerin bölgeye
gitmelerini ve enfeksiyonla mücadele etmelerini sağlarlar (risk esaslı savunma).
Sonuç itibariyle, Bankacılık 3’lü savunma hatları, insan vücudunun
üçlü savunma sistemi gibi çalışmaktadır. İkisi arasındaki çok yakın benzerlikler
hiç de tesadüfi değildir. İlk önce vücudun savunma sistemleri keşfedildi; daha
sonra bunlar, benzer metodoloji ve modeller ile Bankacılık işine entegre edildi. Bunun da adına “üçlü-savunma hattı” diye tanımlama yapıldı: (1-BH) işi
yapanlar, (2-BH) İşi yönetenler (3-BH) İşi denetleyenler. Ancak bu modelin çok fazla
eksiklikleri ve 4-5 savunma Hattı ile birlikte güncellenmesi ve yenilenmesi gereken konuları vardır.”