Hisse senedi analistinin, geleceği görmekte neden güçlük
çektiğini açıklayan beş faktör vardır:
- Rastgele olayların etkisi,
- Yaratıcı muhasebe yoluyla kuşkulu kazançların bildirilmesi,
- Çoğu analistin özünde yeteneksiz olması,
- En iyi analistin satış masasında veya portföy yönetiminde yitirilmesi,
- büyük yatırım bankacılığı işlemleri yapan firmalardaki analistleri bekleyen çıkar çatışmalarıdır.
Burada can alıcı (önemli olan !) nokta, dikiz aynasına bakarak
yatırım yapmamaktır. Çağdaş ekonomilerde “altın
yumurtanın” araştırılması üzerine değişik finans yöntemleri ortaya
çıkmıştır. Bu yöntemler sırasıyla “temel ve teknik” analizlerdir.
Bu analiz
yöntemlerini ilke edinmiş profesyoneller (bundan sonra GRAFİKÇİLER olarak
adlandırılacaktır) ayni sorunu çözmeye çalışırlar. İkisi de fiyatların
gidecekleri muhtemel yönü belirlemeye çalışırlar, fakat soruna değişik yönden
yaklaşırlar.
Temel grafikçi (temelci) piyasa hareketlerinin
(fiyatların aşağı ya da yukarı gitmesi ya da ayni kalmasına yol açan ekonomik
güçlerin) nedenlerini incelerken, teknik grafikçi (teknikçi) ise
piyasa hareketlerinin sonuçlarını inceler ve bu hareketler üzerinde
yoğunlaşır.
Temel grafikçi, bir hisse
senedinin gerçek değerini belirleyebilmek için o hisse senedinin etkileyen tüm
etkenleri inceler- ekonomik, sektörel ve şirket analizleri gibi üş aşamalı yol
izlerler ve eğer bir hisse senedinin gerçek değeri o andaki piyasa fiyatının
altında ise o zaman hisse senedi gerçek değerinin üzerine çıkmış demektir
ve satış işlemi yaparlar.
Eğer bir hisse senedinin gerçek değeri o
anki piyasa fiyatının üzerinde ise o hisse senedi gerçek değerinin altına inmiş
olur ve alım işlemi yaparlar. Al-satçılar (temel ve teknik
grafikçiler) işte böyle çalışırlar. Piyasanın derin sularındaki dalgalanmalara
değişik yönden yaklaşırlar...!
Her iki grafikçi de piyasa
fiyatlarının gelecekte izleyecekleri yolu ve uygun alım-satım zamanını
(stratejisini) tam olarak tahmin etmek için bir serabın peşinden koşmakla
uğraşırlar.
Sonuç: bunlar altın yumurtanın araştırılmasında, çoğunlukla, bilimsellikten
hayala kadar uzanan değişik türden “finans-yatırım” bozgununa uğrarlar.